Kendinizi sevin
Karanlık diyorsan aynada ki gülüşüne bak. İçin üşüdüyse kendine bir şiir oku, yanlız kaldığını düşünüyorsan yüreğine sarıl. Canın sıkıldıysa kendinle yağmurda yürüyüşe çık. Kahvaltı Hikayeleri
karalama 2
Ne yitik sevdalara yazılan şiirsi destanlar…Ne mevsimi geçince solan çiçeklerVe yokluğunda beni öldüren özleminBana yokluğunu ve bir daha dönmeyeceğini söylemediler.Maviye düşkünlüğüm devam edecek ancak boğulsam da hasretinle suskunluğum baki kalacak… Kahvaltı Hikayeleri
Susuz Yetmişlik
Sen bilmeden ben geldim. Sen bilmeden ben gittim. Sen göremeden bilmediklerini bende ben bitirdim. Düşlediğim kısa ama yasak bir yol vardı. O yolu sen gelmeden ben bozdum. Çiçekler almıştım sana, sen koklayamadan ben soldurdum. Sen baktığında…
Şaibeli mısralarımın gün doğumunda seni ağırladım.İçindeki karanlığı dindiremedim.Oysa yağmur oldum uzaklara giden yüreğine ve gülüşlerine.Düştükçe gözlerine,gözlerin düştü tanımadığım uzaklara…Bi’ ben mi…Bi’ tek adın kaldı… Kahvaltı Hikayeleri
Karalama 2
Ruhumda Müslüm Gürses yine meydan okuyor gecelere.Ve o gecelerde Ümit Yaşar Oğuzcan birilerini özlüyor.Gökyüzünde Cemal Süreya’nın kanat çırpan dizeleri…Sanki denizde, kalem kağıt elinde Halikarnas Balıkçısı bana gülümser gibi.Tıpkı Osman Hamdi Bey tablosu gibi ufkum ve aklımsa Nilgün…
Yasal Yeşillikler
yürüyorum, ardımda yıkıntılar, önümde kırgınlıklar… beton bloklar arasında yürüyorum, Her gece yıldızlara gündüzleri bir gökyüzüne, bir gözlerine hasret… yüreğimdeki açlık bastırıyor hasret dediğim acıyı, kuşları besliyorum, izin verilmiş yasal yeşilliklerde… kır çiçekleri ve kelebekler son demlerini geçirmiş,…
İnsan
İnsan yaşadıklarıyla var oluyor. İlk nefesimizi aldığımız andan son nefesimizle vedalaştığımız ana kadarki her acı, her gözyaşı, her sevinç, her mutluluk, her şaşkınlık, her korku her aydınlık her karanlık bir iz bırakır bizde. Bu iz bazen bedenimizde…
Burası İstanbul…
Burası İstanbul…Yokluğunun başkenti…Şairlerin susarak konuştuğu,insanların koşarak sustuğu şehir.Boğaz’da kayıkların koca koca vapurlara kafa tuttuğu,martıların dalgalarla dans ettiği şehir.Burası İstanbul…Galata Kulesi’nin Dolmabahçe Sarayı’na selam verdiği, Kız Kulesi’nin yalnızlığa mahkum edildiği şehir. Ayrılık Çeşmesi’nden hasret akan,Mihriban Sultan Camisi’nden batan…
İyi ki var olduk…
Mucizelere inanır mısın?Ben inanıyorum.Belki de inanmayı tercih ediyorum.Alice gibi Harikalar Diyarında bir tavşanı takip ederek, başka dünyalara gidebilirim.Veyahut Martı Jonathan Livingston gibi çok yükseklere uçar, mucizeme doğru kanat çırpabilirim…Geçmişe ait bir çiçek kokusu ile sarhoş olup,rıhtımda çay…